Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Ortaçağ'da Kadın         Konumlarını çağdan çağa değiştirmişlerdir. Ancak değişmeyen tek şey onların erkek egemen dünyaya verdiği mücadeledir. Bu çalışmada sadece Ortaçağ'da kadın değerlendirilecektir.        Frank Kraliçesi Bertha’nın Abbasi Halifesi Müktefi’ye göndermiş olduğu uzlaşma mektubuna bakıldığında. Lorraine Kralı II. Lothar’ın kızı ve Ivree markisi Adalberth’in hanımı Bertha 906 senesinde Halife Müktefi’ye bir mektup göndermiş, Müktefi de bu mektuba cevap vermiştir. Elçi eşliğinde gönderilen mektupların içeriği hakkında daha çok bilgi sahibi olunsa da sonucu hakkında net bilgiler elimizde mevcut değildir. Ağlebi Hükümdarı III. Ziyâdetullah’ın donanmasına kumandanlık eden Hadım Ali’nin Frank sahillerinde esir edilerek Kraliçe Bertha tarafından saraya alınması ve kazandığı güven neticesinde de kendisi elçi tayin edilerek Kraliçe tarafından yazılan mektup ona verilmiştir. Kraliçenin bu mektubunda iki taraf arasındaki barış v...
Resim
Güçlü Kadınların Tarihi: Geçmişin  Bacıyan-ı Rumları Rsim Mikail Bayram'ın Fatma Bacı ve Bacıyan-ı Rum adlı kitaptan alıntıdır. Bacıyân-ı Rûm, Anadolu Kadınlar Birliği anlamını taşımaktadır. “Bacı” kelimesi, abla, kız kardeş anlamına gelmektedir. “Bacı” kelimesi, günümüzde Anadolu’nun birçok şehrinde yaygın olarak kullanılmaktadır. “Rum” kelimesi ise Anadolu anlamını ifade etmektedir. İlme, sanata ve ahlâka son derece önem verilen Ahilikte, kadının da sosyal ve ekonomik hayatta önemli bir yeri vardı. Kadınların teşkilatlanıp gelişmesi için Ahi Evran’ın eşi Fatma Bacı, dünyanın ilk kadın teşkilatı olan “Bacıyân-ı Rûm” teşkilatını yani Anadolu Kadınlar Birliği’ni kurmuştur. Bacıyân-ı Rûm teşkilatı, Anadolu kadınlarını, gerektiğinde düşmanlara karşı vatan savunmasında eşlerinin yanında mücadele etmesi ve gerektiğinde de kültürde, sanatta, edebiyatta, sosyal ve ekonomik alanlarda kalkınıp gelişmesini sağlamak için teşkilatlandırmıştır. Anadolu Kadınlar Birliği, kadınlar ar...
Resim
Kuşatmanın Ardından Ortaya Çıkan ve Avusturya'dan Fransa'ya Uzanan Bir Milli Yiyecek: Kruvasanın Öyküsü Osmanlı Devleti'nin 1529'daki birinci ve 1683'deki ikinci Viyana kuşatmalarının korkusu ile Avusturyalılar ikinci kuşatmanın ardından ay şeklinde bir çörek hazırlamışlardır.  Osmanlılar, özellikle ikinci kuşatmada kent sadece abluka altına alınmakla kalmadı. Tepeden tırnağa silahlı Osmanlı ordusu Viyana'nın dünyayla bağlantısını kestikten sonra, top ateşiyle kent surlarında gedikler açmaya da başladı. Viyana halkı kıtlık ve yorgunluktan bitkin düşmüş, cephaneleri iyice suyunu çekmişti. Batı dünyasının karabasanı gerçekleşiyordu; Türk orduları Hristiyanlığın doğudaki son önemli üssünü ele geçiriyordu. Ama Viyana düşmedi. Polonya Kralı Jan Sobiyeski yönetimindeki Alman-Polonya kuvvetleri Köprülü Kara Mustafa Paşa komutasındaki Osmanlı ordusunu geri püskürttü. Osmanlı ordusunun geri çekilişini bir zafer olarak kutlayan Avusturyalı fırıncılar hilal şeklind...
Resim
Balat Sahilinde Yalnız Bir Kilise: Sveti Stefan Kilisesi (Demir Kilise)             İstanbul’daki bulgar azınlığı 19.uncu yy.a kadar Rum Ortodoks Patrikhanesi'ne bağlı kiliselerde ibadet ediyorlardı. 18.inci yy. ın sonlarında Balkanlarda başlayan milliyetçi akımlar İstanbul'daki Bulgarları da etkiledi ve bağımsız bir Bulgar kilisesi kurarak Ortodoks Patrikliğinden ayrılmak istediler. 1848'de, İstanbul'daki Bulgar cemaatinin önde gelen isimlerinden olan Stefan Bogoridi Tanzimat Fermanı'nın verdiği haklardan yararlanarak, Bulgarların Rumca bilmediklerini ,Rum kiliselerindeki ayinleri anlayamadıklarını ileri sürerek Osmanlı Devleti'ne müracaatla kendi dillerinde ibadet etmek istediklerini bildirdi. Bu arada Rusya sefareti de onları destekledi ve Fener semtinde bir ibadethane ve papaz evi yapmaları gerekli olan arsayı kendilerine vereceklerini bildirdi. Osmanlı Devleti de Bulgar cemaatinin Fener patrikhanesinden ayrılmasının patrikhaneyi biraz zayıfla...