Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
Türkiye'nin Resmi Cehennemi: Ulucanlar Cezaevi Bugün pazar.  Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar.  Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün  Bu kadar benden uzak  Bu kadar mavi  Bu kadar geniş olduğuna şaşarak  Kımıldamadan durdum.  Sonra saygıyla toprağa oturdum,  Dayadım sırtımı duvara.  Bu anda ne düşmek dalgalara,  Bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım.  Toprak, güneş ve ben...  Bahtiyarım... Nazım Hikmet Ran Türkiye ne kadar çok aydın yetiştirdiyse bir o kadar hapishane açmış bir ülke... Bu ülke de düşünmek bile zaman zaman suç teşkil edebiliyor. Aynı ortaçağın karanlığında gülmenin yasak olduğu dönemleri hatırlatıyor bize. diyorlar ki bir akademisyene; düşünme, kitap yazma ya da bir gazeteciye; haber yapma, araştırma, halkı aydınlatmaya çalışma.... Bir fırıncıya ekmek yapma demekten farkı var mı bunun? Ulucanlar Cezaevi’nin yapılış tarihi, cumhuriyetin ilk yıllarına dayanıyor. 1925 yılında inşa edilen cezaevini...
Resim
Fail-i Meçhul Cinayete Kurban Gitmiş Bir Aydının Ardından Evli ve iki kız çocuğu babası olan Necip Hablemitoğlu Türkiye dışındaki Türk topluluklarının yakın tarihi ile ilgili olarak çalışmalar yapmıştır. Orta Avrupa ve Balkanlar’da Türk eserleri, Türk azınlıkları ve Türk şehitlikleri konularında alan çalışmaları yürütmüş, ve bu konularda çeşitli projelerde aktif rol almıştır. Çalışma alanına ilişkin çok sayıda kitap ve makalesi bulunan Hablemitoğlu, öldürüldüğü 18 Aralık 2002 tarihine kadar Ankara Üniversitesi’nde doktor öğretim görevlisi olarak yirmi yıl süresince Atatürk ilkeleri ve devrim tarihi derslerini verdi. Kendisi gibi öğretim üyesi olan Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu ile evli, Kanije (Kanije, Osmanlı devletinin en batıdaki kalesi) ve Uyvar (Uyvar, Osmanlı’nın en kuzeydeki kalesi) adında iki kız çocuk babası idi. Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde uğradığı silahlı saldırı sonucunda hayata gözlerini kapadı. Köstebek isimli kitabı ölümünden sonra...
İngiltere'yi Sanayi Devrimi'ne Götüren Olaylar Zincirine Kısa Bir Bakış             İnsanlık tarihi iki köklü değişikliğe şahit olmuştur. Bu iki değişimden ilki M.Ö. VIII. bin yılda ortaya çıkan ve daha önce avcılık ve toplayıcılıkla geçinen insan topluluklarını çiftçi ve çoban topluluklarına dönüştüren tarım devrimi; ikincisi ise XVIII. yüzyılda başlayan ve iki yüz yıl içinde dünyanın tarımla uğraşan nüfusunu radikal biçimde azaltarak insanı artan ölçüde hizmet ve mamul mal üreticisi haline getiren Endüstri Devrimi’dir. (Güran, 1990, s.3) Tarım Devrimi sonucu ortaya çıkan topluluk biçimine “Tarım Toplumu”, Endüstri Devrimi sonucu somutlaşan topluluk biçimine ise “Endüstri Toplumu” denmektedir.  Terimi ilk kez kullanan Arnold Toynbee’ye göre; Endüstri Devrimi, ilk defa 1750-1850 arasında İngiltere’de gerçekleşmiştir. İngiltere’de başlayan Endüstrileşme hareketi zamanla diğer Batılı ülkelere yayılmıştır. Toynbee, Endüstri Dev...
Resim
 Pisagor'un İnsanlığa Verdiği Bir Ders: Adalet Kupası Sisamlı Pisagor, Yunan filozof ve matematikçidir. Ünlü Matematikçinin buluşu olan bu ilginç bardağın çok önemli ve anlamlı bir özelliği bulunmaktadır.  Pisagor'un 2 bin 500 yıl önce icat ettiği Adalet Kupası (Dikea Kupa) ters Çan biçimindedir ve ilginç bir özelliği vardır.  Kupanın altında bir delik vardır ancak sınırları aşmadığınız sürece kupa içindeki dökülmez. Kupanın içinde bir sınır vardır ve bu sınırdan fazla doldurursanız içindekiler alttaki delikten tamamen akar. Adalet Kupasının bu ilginç özelliği adeta şu mesajı verir: "Aza kanaat getirmeyen çoğu bulamaz." Bir diğer çıkarılacak ders de şu olabilir. "İnsan bazen yaşamın sundukları ile yetinmeyi bilmelidir, zira daha fazlasını arzularken elindekiler de kayıp gidebilir..." Pisagor’u hepimiz o güçlü matematiksel teoremi sayesinde biliyoruz. Pisagor’un ünlü olduğu tek alan bununla sınırlı değil elbette. Pisagor, matematikçi olmasının ya...